AKP SAMSUN VEKİLİ NE DİYOR?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

TABİB Gönüllüleri geçen hafta Ankara Milletvekili Murat Emir ile Mecliste Belediye Şirket işçilerinin sorunları hakkında bir görüşme yaptı. Murat Emir, belediyelerde görev yapan ve belediye iktisadi teşekküllerine geçirilen taşeron işçilerin norm kadro konusunda yaşadığı sıkıntıların araştırılması amacıyla Meclis Araştırma Önergesi verdi. Ve önerge 25/10/2022 Salı günkü bileşimde görüşüldü. Milletvekilleri önerge hakkında mecliste düşüncelerini açıkladılar.

Bu bileşimde, mecliste Norm Kadro sorununun konuşulması son derece önemlidir. Eylemler, basın açıklamaları, sosyal medya çalışmaları etkisini göstermiş görünüyor. Çünkü belediye şirket işçilerinin aylardır, kendi imkanlarıyla, taban örgütlenmesi ile yaptığı çalışmalar sayesinde Meclis gündemine girmiştir konu. Konu üzerinde CHP milletvekili Murat Emir ve HDP Milletvekili Murat Çepni’nin konuşmaları isabetliydi. Derdimizi anlatacak kıvamdaydı, isteklerimizi yansıtan cinsteydi. İYİ Parti Milletvekili Fahrettin Yokuş daha çok memur statüsünde çalışan emekçilerin yaşadığı ayrımcılığa dikkat çekti, Devlet’in taşeron çalıştırmasının abes olduğunu ifade etti.

AKP milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz’ın konuşması Belediye Şirket İşçileri için olumsuz bir konuşmaydı. Bu konuşma üzerinde durmakta yarar var. Yılmaz’ın dile getirdiği görüşler toplumun bildiği yanlış bilgilerdi. Kadro mücadelesi bu doğru bilinen yanlış bilgileri çürütmekle yüz yüze olduğumuz bir aşamada. Biraz üzerinde duralım, bakalım Yusuf Ziya Yılmaz ne diyor?

Güvencesizleştirmenin ilk adımları

Vekil diyor ki “1990’lı yıllarda belediyenin görevi olmayan birçok hizmet belediyeler tarafından verildi, yerel yönetimlerin sorumluluğu haline geldi.” Evet, yerel yönetimlerin hizmet çeşitliliği arttı. Sadece Türkiye’de değil, pek çok ülkede bu hizmetler yerel yönetimler tarafından verilir oldu. Vatandaşlar kendisine en yakın birimlerden, sorunların çözülmesi için nitelikli ve eşit hizmet almak arzusu içinde. Eğitimden sağlığa kadar pek çok konuda yerel yönetimler hizmet vermeye çalışıyor.  (Vekil, evde yaşlı akımı, engelli hizmetleri, sokak hayvanları, gençlik merkezleri, meslek edindirme kursları gibi örnekler veriyor) Çok daha gelişmiş belediyecilik anlayışları var. Bunu başka yazılarda irdelemeye çalışacağız.

Peki bu çeşitlenen hizmetleri kim yapacak? Belli bir ücret karşılığı emeğini satacak işçiler yapacak. Ahmet ya da Mehmet, Ayşe ya da Fatma, ne fark eder ki? Önemli olan hizmetin görülmesi değil mi?

“Hizmet çeşitliliği artınca, yerel yönetimlerde çalışma kompozisyonu değişti” diyor vekil. “Eskiden 657 ile memur ve kadrolu işçiler temel işleri yaparken, yeni işler bu kadrolarla yapılamaz oldu.” Soruyoruz Neden? Taşeronlaşmanın, ucuz emek ile güvencesiz işçi çalıştırmanın, işgücü maliyetini aşağıya çekmenin avantajlı kabul edildiği için. Kimin işine yaradı peki?

Kadrolu işçilerin işe alımı 2003 yılında yapıldı. Norm Kadro yasasında değişiklik yapıldı. Hizmetler arttıkça belediye şirketleri kuruldu, yeni alınan işçiler bu şirketlerde istihdam edildi. Kadrolu işçilerin ücret ve sosyal haklarından mahrum kalarak işçiler hizmet üretti. Amaç daha fazla gelir elde etmekti.

Aynı dönemlerde hizmet alımı dışarıdan firmalara verildi. Bir belediyede memur ve kadrolu işçiler dışındaki bütün işçiler şirket işçisi ya da taşeron şirketlerde çalışmak zorunda kaldı. Ahpap çavuşlar belediyelerden ihale alma sırasına girdi. Kamu kaynakları işçilerden kesilip yandaşlara aktarıldı. Türkiye taşeron cumhuriyetine döndü.

Hizmet üretimini yapan işçiler şirketler yerine, kadrolu yapılabilir miydi. Elbette mümkündü. Bu yıllardan sonra kadrolu işçi sayısının kamuda azaldığını taşeron – şirket işçiliğinin artacağını görüyoruz. Bugün belediyelerde yüzde 93 şirket işçisi, %7 kadrolu işçi kaldı.

Sorun basit bir hata değil, bilinçli bir şekilde güvenceli istihdam modellerinin yok edilmesi ve güvencesiz, esnek ve ucuz emek rejimi yaratmaktı. Bunu başardıklarını görüyoruz. Zaten vekil hizmetlerin çeşitlenmesi sonucunda “taşeron belediye çalışanları iş kolunu doğurdu” diyor. Yasları kim yaptı, değişiklikleri parlamentoda kim yaptı? Belli değil mi? Neden kamuda taşeron işçiliğin önünü açtılar ve herkes taşeron oldu.

Önce taşeron sonra şirket işçisi

Belediyede ana işleri yapan işçiler taşeron firmalarda, kadrolu işçilerden çok daha düşük ücret ve sosyal haklarla istihdam edildiler. Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu için binlerce işçi muvazza davası açtı. Hükümet hem bu tazminatlardan kurtulmak hem de Türkiye’yi Çin yapacağız hülyasıyla taşeronu bitireceğiz propagandasıyla 2017 yılında işçilere kadro veriyoruz diye bir hava yarattı. 2018’de 450 bin işçi belediye şirketlerine geçirildi.

Vekil diyor ki bu geçiş yapıldığında işçilerin hak kaybı olmadı. Bakalım olmuş mu olmamış mı?

2018’de Yüksek Hakem Kurulu Toplu İş Sözleşmesi ile 6 ayda bir %4’e çalışan işçiler, geçiş olmasaydı 2019 yılında asgari ücret gelen %26’lık zammı alacaktı. Sonraki yıllarda 4+4 ile asgari ücret arasındaki fark alınamadı. Bu defa eldeki asgari ücret farkları da gitti. 2 yıl toplu iş sözleşmesi yapılamadı. Böylece yüz binlerce işçi asgari ücretli oldu. Türkiye Çin oldu. Belediye işçileri hak kaybetti, kim kazandı?

Kadrolu mu olduk gerçekten?

Samsun Vekili diyor ki “Belediyelerde çalışan kadrolu işçiler 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında hizmet verirken şirket personelleri de aynı kanunlar kapsamına dâhil oldular. Belediyelerdeki bu taşeron işçiler belediye şirketlerinin personeli hâline geldiler ve sorun çözüldü, AK PARTİ bu sorunu çözdü.”

Gerçekten 562 bin şirket işçisi Belediyelerde çalışan kadrolu işçilerin haklarına kavuşmuş mudur?

Şirket işçileri artık sendika üyesi olabiliyor, vekil bu konuda doğru söylüyor.

Şirket işçileri Belediyenin Norm Kadrolu işçileri mi? Hayır. Şirket işçisi ve 4A’lı.

Şirket işçileri kadrolu işçilerin aldığı 52 günlük tediyeyi alıyor mu? Hayır. Kadrolu işçiler tediye alıyor mu? Evet.

Şirket işçileri 45, kadrolu işçiler 40 saat çalışıyor.Şirket işçileri aynı işi yaptığı kadrolu işçilerle farklı hukuk’a sahip. Eşit işe eşit ücret ilkesi şirket işçilerine çalışmıyor.

 KHK ile şirkete geçen işçiler bir SMS ile işten atılabiliyor. Kadrolu işçiyi işten atmak mümkün ama, o kadar kolay olamıyor.

 KHK ile şirkete geçen işçiler zorunlu emekliliğe tabi tutuluyor. Kadrolular ise kendileri istediği zaman emekli olabiliyor. 

Kısacası Samsun milletvekili doğru söylemiyor. Algı yaratıyor. 562 bin şirket işçisi Belediyelerin ana kadrosunda yer alan işçiler ile aynı haklara sahip olmak istiyor. Bunun mücadelesini veriyoruz.

Sorunu meclis çatısı altında tartışmaya götüren işçiler gerisini getirecektir. Bunlar daha ilk adımlar.

Bugün meclisteyiz yarın kadroda.

Norm Kadro hakkımızdır, alacağız, kimsenin kuşkusu olmasın.

 

7
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
AKP SAMSUN VEKİLİ NE DİYOR?

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Pravda gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin