Değerli basın emekçileri.
Hepiniz hoş geldiniz.
Ülkemizdeki işçi sorunlarının büyük bir sarmal haline geldiği kötü ve zorlu dönemlerden geçiyoruz.
Genel merkez yöneticilerinin görmezden geldiği, kendisine bağlı üyelerinin sömürüldüğü, susturulduğu, sindirildiği bir dönem yaşıyoruz.
Gerek maddi, gerek sosyal olarak ezildiği bir dönem hem de.
Alın teri ve emeğinden başka bir şeyleri olmayan işçileri,
çerçeve toplu sözleşmelere mahkum eden, mecbur bırakan bir sendikal anlayışın,130 bine ulaşmış üyelerin sorunlarına karşılık verebilme kabiliyetleri kalmamıştır.
Günün koşullarına cevap veremeyen, bu çağın gerisinde kalmış anlayışın artık değişim ve dönüşüm zamanı gelmiştir.
İşçi sınıfının taleplerinden kopmuş bu yapı, tabandan gelen değişim talebinin önünü kesmek adına, devrimci işçi sendikalarına yakıştıramadığımız uygulamalardan geri durmayacaklarını, seçilmiş iradeye KAYYUM atayarak göstermiş oldular.
Yavuz YALÇIN ve Cevahir HASDEMİR kartal işçisinin seçilmiş iradesidir.
Üstelik genel merkezin ve onların işbirlikçilerinin tüm ayak oyunlarına rağmen.
Bugün bu yapıyı eleştiriyor olmamız ve bunu yüksek sesle dile getirmemiz, yönetimi rahatsız etmiş olmalı ki, daha seçileli 2 ay olmadan, hiç bir gerekçe göstermeksizin, şubeden görüş almadan, istişarede bulunmadan, yangından mal kaçırır gibi, şube açıp kartal işçisini açtığı şubeye aktarmış, seçimi kaybeden eski şube başkanını ve işçin istemediği diğer adayı KAYYUM olarak şube yönetimine atamıştır.
Yani,
KARTAL ve KADIKÖY işçisinin iradesi gasp edilmiştir.
Bu uygulama anti demokratik bir uygulamadır.
Kabul etmemiz söz konusu dahi değildir.
Düne kadar KAYYU. uygulamalarını eleştirenler, ne yazık ki seçilmiş iradeyi İSTANBUL ‘dan ANKARA ‘ya kadar yürüterek, üyesi oldukları sendikasını ve yönetimini protesto ettirmişlerdir.
Bizler bir kez de genel merkez önünden haykırıyoruz.
Bu bir KAYYUM uygulamasıdır.
Kahrolsun KAYYUM’cular ve onların küçük iş birlirkçileri.
Yaşasın işçiler.
Yaşasın işçilerin birliği.